11.04.2017

Ab’ye Göç Krizi İçin Açık Mektup

Avrupa Birliği üye ülkeleri İçişleri ve Adalet bakanları tarafından bugün yapılacak olan Olağanüstü Adalet ve İçişleri Konsey Toplantısı’nın gündemini son dönemlerde etkisi artan göçmen ve mülteci krizi oluşturacak. Toplantıda görüşülmek üzere, ALDA (Avrupa Yerel Demokrasi Birliği) tarafından yürütülen 'LADDER' projesi kapsamında Marmara Belediyeler Birliği'nin de katkılarıyla "göç ile ilgili insani, kapsamlı ve acil eylem çağrısı" hazırlandı.

Bodrum kıyısına vuran cansız bedeninin fotoğrafıyla tüm dünyada mülteci krizi tartışmalarını tetikleyen 3 yaşındaki Aylan Kurdi, tüm dünyayı harekete geçirdi. Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri İçişleri ve Adalet bakanları bugün (14 Eylül 2015) göçmen ve mülteci krizi konusunu masaya yatırmak üzere Olağanüstü Adalet ve İçişleri Konsey Toplantısında bir araya gelecekler. ALDA (Avrupa Yerel Demokrasi Birliği) tarafından yürütülen 'LADDER' projesi kapsamında Marmara Belediyeler Birliği'nin de katkılarıyla "göç ile ilgili insani, kapsamlı ve acil eylem çağrısı" hazırlandı.

Bu eylem çağrısı ana hatlarıyla şu şekildedir:

“Avrupa ülkelerine göçmen akını son zamanlarda artarak devam etmektedir. Özellikle Suriye’de devam eden iç savaş dolayısıyla ülkeyi terk eden sığınmacı sayısı giderek artmaktadır. Hem uluslararası düzeyde hem de Avrupa düzeyinde acil önlemler alınmadığı takdirde, can kayıpları artmaya devam edecektir.

“ORTAK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜRETMELİYİZ”

Son zamanlarda önemi artan Suriyeli mülteci sorunu, AB üyesi devletlerin koordine bir şekilde hareket etmesiyle çözülebilecektir. Bu amaçla sığınmacıları kabul eden ülkeler, transit geçiş yapılan ülkeler ve uluslararası koruma talebiyle sığınmacıların son varış yaptığı ülkeler birlikte hareket etmeli ve ortak eylem ve çözüm önerileri üretmelidir.

AB ve üye ülkeleri, son zamanlarda giderek artan ölümleri engellemek için bir an önce kapsamlı ve işbirliği içinde harekete geçmelidir. Sığınmacıların güvenli ve onurlu yaşama hakkının temin edilmesi gerekmektedir.

Sığınmacıların kayıt altına alınması ve üye ülkeler arasında dağılımının yapılmasına dair şu anki anlaşmaların yetersizliği görülmektedir. AB üye ülkeleri; dayanışma, ortak sorumluluk, sığınmacıların eşit ve oransal dağılımı ile sığınmacı, mülteci ve diğer uluslararası koruma statüsündekilerin insan haklarına saygı çerçevesinde ortak ve etkili bir sistem ve politika oluşturmalıdır. Bu politika kapsamında, karşılama ve ev sahipliği süresince insani muamele görülmesi ve temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanması için gereken altyapı ve işbirliği sağlanmalıdır.

“GÖÇ YOLLARI GÜVENLİ HALE GELMELİ, DENİZDE ÖLÜM SON BULMALI”

Sığınmacıların çaresizliğinden yararlanan göçmen kaçakçıları bu kriz döneminde artmıştır. AB tarafından geliştirilecek eylem planının odak noktası, göçmen ticaretinin önlenmesi ve buna yönelik etkili cezaların uygulanması olmalıdır. Bu amaçla, sınırda ortak polis operasyonları düzenlenmeli ve sınır devletleri desteklenmelidir. AB üyesi olmayan devletlerle de işbirliği ve bilgi akışı artırılmalıdır. Göç yollarının güvenli hale getirilmesi için gerekli yasal çerçeve sağlanmalıdır.

İltica başvurusu yapmak için kullanılan göç yolları içinde deniz yolculuğunu seçmiş olan sığınmacılar büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır. Son zamanlarda, denizde kaybedilen can sayısının giderek artması üye ülkelerin denizde gerçekleştirdiği operasyonlar ve aldığı güvenlik önlemlerinin yetersizliğini göstermektedir. Bu nedenle, öncelik can kayıplarının önlenmesi olmalıdır. Bunun için arama-kurtarma çalışmaları iyileştirilmeli ve denizdeki operasyonlara yönelik mali bütçe artırılmalıdır.

Artan göçün ana nedenleri ele alınmalıdır. İhtilaf ve istikrarsızlığın olduğu bölgelerde barışın sağlanması ve muhafaza edilmesi için çözüm önerileri aranmalıdır.

YABANCI DÜŞMANLIĞI VE IRKÇILIĞA KARŞI DAYANIŞMA

Sığınmacı ve mültecilerin topluma uyum sağlamasına yönelik bir politika izlenmelidir. Göç konusunda toplumsal farkındalık artırılmalıdır. Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı dayanışma ve hoşgörünün sağlanması esas alınmalı ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve medya kuruluşları gibi kurumlarla ortak hareket edilmelidir.

Göçmen krizinin çözümünün önünde birçok zorluk ve engel olduğu muhakkaktır. Fakat son zamanlarda dünyanın gündemine oturan göçmen trajedileri ve ölüm haberleri, bu sorunun insani boyutuna odaklanılması gerektiğini göstermektedir. Bu noktada, AB üye ülkeleri tarafından göçmenlerin insan haklarını korumaya yönelik atılacak her türlü adımı desteklemekteyiz.” 

*Mektubun özgün metni ektedir.