20.11.2017

Göç ve Mülteciler Konferansı

Marmara Belediyeler Birliğinin (MBB) ortağı olduğu LADDER Projesi kapsamında, MBB ev sahipliğinde ve SOS Malta işbirliğiyle “Yerelden Küresele: Medeniyetler Ekseninde Göç ve Mülteciler” Konferansı 16 Kasım 2017 Perşembe günü İstanbul’da gerçekleştirildi.

 Son yıllarda yaşanan, tarihin en büyük kitlesel göç ve insani krizinin ardından görünürlüğü daha da artan göçmen ve mülteciler ile ilgili politika ve uygulamaların yerel, ulusal ve bölgesel ölçekte ele alındığı konferansa, aralarında 15 ülkeden 20 uluslararası katılımcının da yer aldığı 70’in üzerinde kişi katılım sağladı. Konferans kapsamında göçmen ve mültecilerle ilgili farkındalık yaratmak amacıyla AFIAP unvanlı fotoğraf sanatçısı Mustafa Kocakoç’un fotoğraflarından oluşan bir sergi de düzenlendi.

“Göçü asla bir problem olarak görmüyoruz”
MBB Genel Sekreteri M. Cemil Arslan açılış konuşmasında göç konusunun küresel bir mesele olduğunun ve bu nedenle küresel düzeyde ele alınması gerektiğinin altını çizerken göç konusunun bir problem olarak görülmemesi gerektiğine ve iyi uygulama ve deneyimlerin uluslararası düzeyde paylaşılmasının önemine vurgu yaptı.

ALDA İletişim Direktörü Irene Zanetti de MBB’nin ALDA’ya üyeliği sonrasında MBB-ALDA işbirliğinin meyvelerini verdiğine değinirken yerel yönetimlerin göç alanındaki çabasının inanılmaz bir düzeyde olduğunu ancak sorunları çözüme dönüştürmek için çok daha fazla ve verimli çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.

“Göç; çözülmesi gereken bir sorun değil, yönetilmesi gereken bir gerçekliktir”
“Belediyelerin Tecrübeleri: Kent Mültecilerinin Sosyal Uyumunda Yerel Yönetimlerin Büyüyen Rolü” başlıklı ilk oturumda MBB Göç Politikaları Atölyesi Direktörü ve Uluslararası İşbirliği Koordinatörü Burcuhan Şener, MBB’nin “Kopuş’tan ‘Uyum’a Kent Mültecileri - Suriyeli Mülteciler ve Belediyelerin Süreç Yönetimi: İstanbul Örneği’ araştırmasının çıktılarını paylaştı.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Göçmen İşleri Şube Müdürü Önder Yalçın, sundukları hizmetleri aktarırken “Biz bu alanda yaptıklarımızı iyilik olarak değil, insani ve uluslararası bir sorumluluk olarak görüyoruz. Göç; çözülmesi gereken bir sorun değil, yönetilmesi gereken bir gerçekliktir.” diyerek göçmen ve mültecilerle ilgili süreç yönetiminin önemine vurgu yaptı.

Avcılar Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Canan Mırık, gerçekleştirdiği sunumda çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla yaptıkları işbirliklerinden bahsederken Zeytinburnu Aile Kadın Destekleme ve Engelliler Merkezi (AKDEM) Genel Koordinatörü Bihter Dazkır Erdendoğdu, Zeytinburnu Belediyesi bünyesinde yer alan Kente Uyum biriminin faaliyetlerine değindi. Sultanbeyli Belediyesi AB ve Dış İlişkiler Şefi Mehmet Aktaş ise Sultanbeyli Belediyesi olarak göçmen ve mültecilere yönelik faaliyetlerinden bahsederken İstanbul Anadolu yakasında en çok Suriyeli mültecinin Sultanbeyli’de bulunduğunun altını çizdi.

“Suriyelilerin yaklaşık yüzde %86’sı belli bir şarta bağlı olarak ülkelerine geri dönmek istiyor”
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) İstanbul ve Marmara Saha Ofisi Sorumlusu Elif Selen Ay, moderatörlüğünü gerçekleştirdiği “Göç Akınlarının Yönetimi: Türkiye’deki Göçmenlerin Karşılanması ve Uyumu Konusunda İyi Uygulama Örnekleri” oturumunda BMMYK’nın alandaki çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü Uyum ve İletişim Çalışma Grubu Başkanı Selçuk Şatana ise Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün Türkiye’deki göçmen ve mültecilerle ilgili faaliyetlerinden bahsetti. Şatana, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 2013 yılında arkasında büyük bir toplumsal mutabakatla kabul edildiğini vurguladı.

İHH İnsani Yardım Vakfı Uluslararası İlişkiler ve İnsani Diplomasiden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Şahin, İHH’nın bu alandaki faaliyetlerinden bahsederken “Ne zaman ülkelerine dönebilirler belli değil. Statüsü olmayan insanlar umutsuz insanlardır. Hiçbir kurum bu kadar büyük bir yükü tek başına kaldıracak güçte değil. Dolayısıyla ilerleme adına hepimiz endişe duymalıyız, yükümüz ağır.” dedi.
AFAD AB Mali İmkanı Grup Başkanı H. Alp Kaya ise kamplardaki mültecilerin durumuna ilişkin bilgilendirmede bulunduğu sunumunda, Suriyelilerin yaklaşık yüzde %86’sının belli bir şarta bağlı olarak ülkelerine geri dönmek istediğine değindi.

“Biz mültecileri sayılardan ibaret sanıyoruz”
Bölgesel Ölçekte Güncel Tartışmalar isimli son oturumda SOS Malta’dan Lorna Muscat, Malta’daki mülteciler ile ilgili politikalar ve uyum süreçleriyle ilgili bilgileri aktardı. Beyrut Amerikan Üniversitesi Politika ve Planlama Profesörü Nasser Yassin ise “Biz mültecileri sayılardan ibaret sanıyoruz.” diyerek mültecilerin rakamlar olarak değil, insan olarak pek çok yanıyla ele alınması gerektiğini belirtti. Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi’nden (ICMPD) Tamer Kılıç, Avrupa-Türkiye arasındaki göç akışından ve Türkiye ve Batı Balkanlardaki göçmen politikalarından bahsetti.

“Ben çocuklarımı korumak için kaçtım”
1987 yılında uzaya giden ilk Suriyeli kozmonot olan ve 2012 yılında Türkiye’ye göç eden Mohammed A. Faris, mültecilik sürecinde yaşadıklarından ve bölgenin durumundan bahsetti. Faris, “Ben çocuklarımı korumak için kaçtım. İnsani yönüyle olaya bakmadınız. Mültecileri ihraç edilmesi gereken varlıklar olarak görmeyin, sayı olarak görmeyin.” dedi.

Uzaya çıkışının üçüncü gününde Suriye’ye değil Dünya’ya baktığını söyleyen Faris, “Uzaydan Dünya’ya geri döndüğümde anneme gelmiş gibi hissettim. Anneme geri döndüm, dedim. Lübnan, Türkiye, bütün dünya benim annem; tek bir ülke. Dünya artık tersine dönüyor. Hepimiz insanız, Uzaydan Dünya’ya baktığınızda tek bir ülke görünüyor. Sınırsız dünyamıza neden sınır yaratıyoruz? Aramızda sınır oluşturan suçluları asla unutmayalım.” dedi.

“Biz sevgi insanıyız. Dünya’ya annemize dönmemiz lazım.”
Suriyelilerin kitlesel olarak göç etmek zorunda kaldıklarını, olumsuz durumların bütün toplumlarda ortaya çıkabileceğini fakat bu durumların toplumun tamamına ve tüm Suriyelilere mal edilemeyeceğini belirten Faris, Suriyelilerin sevgi insanı olduklarını ve göç ettikleri ülkelerde şefkat ya da sempati değil, sevgi beklediklerini söyledi.

Faris, tarihlerini, vatanlarını ve ailelerini geride bırakarak ülkelerinden göç etmek zorunda kalan göçmen ve mültecilerle işbirliği yaparak el ele verilmesi gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Mültecilerin çöllerde ve kamplarda yaşamaya mahkum edilmemesi gerektiğini belirten Faris, sözlerine “Dünya’ya, annemize dönmemiz lazım.” diyerek son verdi.