MBB, Şehir Eşleştirme Projesi Değerlendirme Toplantısına Katıldı
Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından yürütülen “Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Şehir Eşleştirmesi Projesi” değerlendirme toplantısı 22 Ekim 2020 tarihinde online olarak düzenlendi.
Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Genel Sekreteri M. Cemil Arslan, Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından yürütülen “Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Şehir Eşleştirmesi Projesi” kapsamında 22 Ekim 2020 tarihinde düzenlenen "Şehir Eşleştirme Projesi: Kazanımlar ve Gelecek için Adımlar” başlıklı değerlendirme toplantısı konuşmacı olarak katıldı.
Toplantının açılış konuşmalarını Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Birol Ekici, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ticaret ve Diğer Avrupa Birliği Politikaları Bölüm Başkanı Bartosz Przywara ve Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Finansal İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan yaptı. Yaptığı konuşmada Şehir Eşleştirme Projesinin hibe bileşeni altında 23 projenin hayata geçtiğini ve Türkiye’deki 19 şehrin 12 Avrupa ülkesindeki farklı şehirlerle eşleşerek belirli faaliyetler çerçevesinde ilişki geliştirdiğini belirten Özcan, projenin devamının geleceğini belirtti. Ayrıca Özcan, mevcut projenin yerelde kardeş şehircilik konusunda kapasite gelişimine katkı sağladığını ve çoğunlukla kültürel bağlar üzerine kurulu kardeş şehir ilişkilerinin bunun daha ötesine götürülmesine destek verdiğini ifade etti.
Toplantının ilk oturumu “Şehir Eşleştirmenin Geleceği” başlığıyla, Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Proje Uygulama Bölümü Başkanı A. Hakan Atik moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumda MBB Genel Sekreteri M. Cemil Arslan ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi panelist olarak yer aldı. Oturumda Marmara Bölgesinin kardeş şehircilik konusundaki önemi, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA) gerçekleştirilmesinde şehir eşleştirmenin rolü, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılma sürecinde kardeş şehir ve yerel diplomasinin katkıları gibi konular ele alındı. M. Cemil Arslan, konuşmasında Marmara Bölgesindeki şehirlerin kurduğu kardeş şehir ilişkisi sayısının yüksek olduğunu belirterek bunun bir tesadüf olmadığını vurguladı. Arslan, “Marmara Bölgesindeki şehirlerin kurumsal kapasiteleri, Türkiye’deki diğer bölgelere göre mukayese ettiğimizde, belirgin bir şekilde fazla. Diğer yandan ithalat ve ihracatın önemli bir kısmı Marmara Bölgesinde. Keza finans sektörünün ve üniversitelerin önemli bir kısmı da burada. Üniversitelerimizde azımsanmayacak sayıda yabancı öğrenci var. Tarihsel olarak Osmanlı’nın üç payitahtı da bu bölgede. Bu gibi durumlar, buradaki yerel yönetimler için dünyayla iletişim halinde olma, dünyaya açık olma, dünyadan öğrenme ve tecrübelerini dünyaya öğretmeye yönelik itici bir güç oluşturuyor.” dedi. Dünyanın küresel bir köye dönüştüğünü vurgulayan Arslan, “Dünyanın herhangi bir ucundaki politik baskı dünyanın başka bir bölgesinde hissediliyor. Bu sebeple daha karmaşık bir ilişkiler ağı ile karşı karşıyayız. Ayrıca pandemi ile öğrendik ki aslında herkes birbirine bağlı. Tek başına herhangi bir kentin herhangi bir ülkenin kurtuluş yolunu bulması mümkün değil. Ya hep birlikte doğru yolu bulacağız ya da hep birlikte problem yaşayacağız.” diye ekledi. Şehir eşleştirmenin AB sürecine katkısı ile ilgili olarak Arslan, bu gibi ilişkilerin devletler arasında zaman zaman sertleşen ilişkileri yumuşatabileceği ifade etti. Öte yandan, Türkiye’nin göç dahil çeşitli konularda deneyim sahibi olduğunu vurgulayarak yerel yönetimlerin kardeş şehir ilişkileri yoluyla Avrupa Birliği ülkelerine bu tecrübelerini aktarabileceğini belirtti.
Oturumun diğer konuşmacısı Clausio Tomasi, SKA’ların dünyanın şu ana kadar gördüğü ve üzerinde azimle uzlaştığı en önemli evrensel gündemi olduğunu ifade etti ve SKA’lar kapsamındaki 169 hedefin üçte ikisinin gerçekleşmesi için yerel ve bölgesel yönetimlerin sürece dahil olması gerektiğini vurguladı. Tomasi, bazı kentlerin SKA’ların gerçekleştirilmesi noktasında diğerlerine oranla daha iyi durumda olduğunu ve şehir eşleştirmenin bu konuda bilgi ve tecrübe aktarımı yoluyla etkili sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Politikaların ve eylemlerin kanıta dayalı olması gerektiğini belirten Tomasi, performansın ölçülmesi ve diğer kentlerle karşılaştırma yapılabilmesi için veriye sahip olmanın gerekliliğini de vurguladı. SKA’ların yerelleştirilmesiyle ilgili olarak Tomasi, “Küreseli yerel eyleme dönüştürmemiz için çok paydaşlı partnerlikler kurmalıyız.” dedi. Son olarak yönetimlerin göçmen ve mültecilerin insani eylemlerin temelinde yer aldığını vurgulayan Tomasi, belediyelerin sadece yardım ve kalacak yer sağlamadıklarını, ayrıca sosyal ve ekonomik entegrasyon sürecinde de önemli roller oynadıklarını belirtti.